Facebook’ta reklam verirken yapılan 3 ortak hata
Facebook reklamları markanız için çok güçlü bir araç. Markaların reklam vermesi için bu kadar çok seçenek barındıran bu sosyal mecra, beraberinde kafa karışıklığı da getirebiliyor. İyi bir Facebook reklamı yaratmak için, deneme yanılma yöntemiyle birkaç kez kötü reklam yapmak pazarlamacılar için çok olası bir durum.
Ancak böylece hedef kitlenize en etkili şekilde nasıl ulaşabileceğinize dair kendinize dersler çıkarabilir, bu pazarlama madenini lehinize kullanabilirsiniz.
Ama öncesinde, bu 3 ortak hataya düşenlerin deneyimlerinden yararlanarak, siz bu hataları yapmadan görmeniz dileğiyle, derlediğimiz listemize bir göz atın.
1-“Fan” olmayanları hedef kitle olarak belirlemek.
Webtrends’in araştırmasına göre Facebook reklamlarınızın hedef kitlesini fanlar (reklamını yaptığınız ürünün ya da sizin sayfanızın takipçileri) olarak belirlediğinizde %700 daha fazla tıklanma oranı elde ediyorsunuz. Üstüne TGB Digital’den alınan ek bilgiye göre, yine fanlar hedeflendiğinde, bu durum sırf tıklanma ile sınırlı kalmayıp, gerçek zamanlı konuşmaları %400 arttırabiliyor.
Evet, reklamlarınızı vermeden önce bir kitle yaratmalısınız ve kitlenizin olması öyle ya da böyle konuşma ve tıklanma oranını arttıracaktır. Ancak Facebook’ta reklamlarınızı yayınlarken hedeflemeniz gereken kişiler sizin önceden iletişim kurduğunuz ya da potansiyeli olan bir kitle olmalı. Veriler yalan söylemez…
Bu süreci incelediğimizde görünen resim gayet mantıklı. Bir reklam, bir bireyin ilgi alanlarına hitap ediyorsa, o bireyin bu reklamı fark edip üzerine harekete geçmesi çok daha olası.
Facebook fanlarının mevcut ya da potansiyel müşteriler olduğunu biliyoruz. Mevcut ve belli bir şirketin sunduklarını önceden görmüş müşterileri hedef alan reklamlar daha yüksek bir başarı oranı elde edecektir.
Örneğin, bir kredi kartı şirketi size kartlarını durmadan e-mail üzerinden tanıtmaya çalışıyor olabilir. Ancak siz o bankanın kartına sahip değilseniz ve bunun üzerine hiç olmadıysanız, bir de Facebook’ta sayfalarının fanı da değilseniz, bu reklam işe yaramanın aksine, her e-mail ile sinirlerinizi bozacaktır…
2-Superbowl reklamı sendromu…
Superbowl reklamlarıyla, şirketler herkesi hedefleyen reklamlar üzerine büyük bir bütçe ayırıyor. Superbowl ile 90 milyon Amerikan vatandaşına sadece tek bir kampanyayla ulaşıyorlar.
Facebook’ta ise, reklam ne kadar küçük ve ilgili bir kitleye hitap ediyorsa, o kadar başarılı oluyor. Örneğin, bir gayrimenkul şirketi olan Aspen Heights’ın Facebook’a verdiği bir reklama baktığımızda (https://www.facebook.com/OfficialAspenHeights/), isimlerinden başlayarak bir bağlantı sorunu başlıyor. Aspen’de yaşamayan kitleler, Aspen ismini görünce Colorado ve kayak yapmayı düşüneceklerdir. Her ne kadar Aspen Heights bütün bir ülkede iş yapsa da, isim olarak “Aspen”in varlığı, insanları bu şirketle çalışma fikrinden uzaklaştıracaktır. İlk hata.
Reklamın içeriğine baktığımızda ise aslında bu reklamın eleman aradıkları için verildiğini görüyoruz. Bu iş aramayan insanların sayfasında belirdiğinde (ikinci hata) ve oldu da sayfaya tıklanıp da Aspen Heights’ın kişinin bulunduğu şehirde varlığının olmadığı görüldüğünde (üçüncü hata), hedeflenmenin önemini bir kere daha görebilirsiniz.
Facebook reklamlarının asıl olayı şu; dikkat çekmek için sadece bir saniyeleri var. Eğer reklamınız ulaştığı bireye öyle ya da böyle bir aidiyet hissi uyandırmıyorsa, dikkatleri hemen başka bir yöne çekilecektir.
Bu yüzden reklamlarınızda aidiyet hissettirmek çok önemli; ve bunu yapmanın yolu da reklamınızın farklı versiyonlarını yaratıp her birinin farklı bir kitleye hitap etmesini sağlamak.
Büyük ve sponsor iş birliğiyle bir kampanya yaratıp her yerde göz önüne çıkan kampanyalardansa –Superbowl’da olduğu gibi-, birçok küçük kitleyi hedefleyen, farklı farklı kampanyalar yaratın.
3-Resimleri, etkilerini ölçmeden kullanmak…
Resimler Facebook kullanıcılarının göreceği ilk şey. Reklamınıza en çok tıklanma oranını sağlayacak bir resim üzerine fikir yürütmekle sınırlı kalmak, yapabileceğiniz en büyük yanlışlardan biri. Fikirlerinizi somut bir değerlendirmeye tabi tutmazsanız, bir fırsatı kaçırmanın dışında başka hiçbir şey yapmamış olursunuz.
Her zaman Facebook kampanyalarınızı ve resimlerinizi, ayrı ayrı test edin.
Webtrends’in bir araştırmasına göre, bir grup insana 12 kampanya resmi gösterilip hangisinin daha çok beğenildiğini düşündüğünü sorduklarında, gülümsemeler, kadınlar, mutlu suratlar vb. içeren resimlerin daha çok tıklandığının düşünüldüğü ortaya çıktı. Ancak bu doğru bir sonuç değildi. Aksine, sürrealist mobilyalar bulunan bir reklam kampanyası daha çok tıklanma almıştı.
Bunun nedenine dair bir fikir yürütemeyiz. Ve yürütmemeliyiz de. Aksine, net sonuçları, kolayca yapılan testlerden elde edebilecekken, fikir yürüterek riske girmek anlamlı değil. Facebook reklam verenlerini incelediğimizde ortaya çıkan, reklamları gerektiğinden uzun süre web sitesinde yayınlamak ya da hedeflenmede yaşadıkları sıkıntılardı.
Burada belirtilen hatalar göz önünde bulundurulduğunda sizin Facebook reklamlarınız ne kadar başarılı?
Kaynak: convinceandconvert.com