Robot doktorlar istemiyoruz
Sessiz sinemanın başyapıtlarından 1927 tarihli Metropolis’ten beri, robotlu filmler bizi bugünlere yavaş yavaş hazırlamış olsa da, Yapay Zeka’nın 45 yıl içinde insanın yaptığı her şeyi daha iyi yapacak olma olasılığı insanları rahatsız ediyor. Oxford ve Yale Üniversitelerinden araştırmacıların, yapay zeka konusunda çalışan 352 bilim insanı ile görüşerek hazırladığı rapora göre 2053 yılında robotlar cerrah olarak çalışabilecekler.
Peki ya insanlar bunu istiyor mu?
Barem ve global ortağı WIN tarafından 40 ülkede 30.890 kişiyle görüşerek gerçekleştirilen araştırmada bu soruya cevap arandı.
Sonuçlar gayet insani!
Barem Pazar Araştırma ve Danışmanlık firması global ortağı WIN ile birlikte yapay zeka konusunda insanların görüşlerini almak üzere bir dizi araştırma gerçekleştirdi. 40 ülkede 30.890 kişiyle görüşerek gerçekleştirilen araştırma için Türkiye’den 1000 kişi ile CATI (Bilgisayar Destekli Telefon Görüşmesi) yöntemiyle Kasım 2018 ayında görüşüldü.
YAPAY ZEKA DOKTORLARIN YERİNİ ALMASIN!
Global olarak insanların yalnızca yüzde 7’si doktorların yerini robotların almasından memnun olacağını söyledi. Türkiye’de de benzer (yüzde 8) bir oran görünüyorken memnuniyetin en yüksek olarak ifade edildiği ülkeler Hindistan (yüzde 24), Lübnan (yüzde 22), Çin (yüzde 17), Filistin (yüzde 16), Güney Kore (yüzde 11), Japonya ve ABD (yüzde 10). Ortalamaya göre yüksek oranlar ülkelerin ya bu konulardaki çalışmalarına ya da sağlık sistemlerdeki sorunlara işaret ediyor.
Yapay Zeka’nın doktorların yerini almadan yaptıkları işte onlara destek olması fikri ise global olarak kabul görüyor. Görüşülen kişilerin yüzde 53’ü bu konuda hemfikir ve eğitim arttıkça bu oran yükseliyor, üniversite ve üzeri eğitimli kişilerde yüzde 64’e kadar çıkıyor. Türkiye’de bu oran oldukça düşük; yüzde 36. Gençlerde ve yüksek eğitim, ses ve gelirlli kişilerde daha yüksek. 18-34 yaş grubu için yüzde 51, AB ses grubunda yüzde 57, Üniversite mezunları arasında yüzde 56.
Doktorlar tarafından yapılan hiçbir işin yapay zekaya aktarılmasını istemeyenlerin oranı global olarak yüzde 29 iken en yüksek katılımı Almanya (yüzde 43) ve Türkiye (yüzde 42) gösteriyor. Bu oran Japonya dışındaki G7 ülkelerinde de ortalamanın üstünde.