CHP yeni kimliğini arıyor!
Cumhuriyet Halk Partisi 24 Haziran’da yapılan seçimlerden ikinci parti olarak ayrılarak iktidar hedefini başka bir bahara bıraktı. Uzun süredir “ana muhalefet” olarak Türk siyasetinde yer bulan parti seçim sonrası büyük eleştirilerin de odağında… Çoğu iletişimci ısrarla CHP markasının yıprandığı ve yenilenmesi gerektiğini dile getiriyor. Peki, CHP markası gerçekten de yıprandı mı? CHP için yeni bir marka konumlanması yapılacaksa bu hangi kriterlere göre yapılmalı?
Haber: Berkan Kişin
Cumhuriyet Halk Partisi 24 Haziran 2018 seçiminde yüzde 22,64 oy alarak seçimden ikinci parti olarak ayrıldı. En son 1977’de Bülent Ecevit liderliğinde iktidara gelen CHP, o tarihten sonra hiç iktidar olamadı. Her dönem seçim kampanyalarını Türkiye’den her kesimi kucaklayacak şekilde geliştirdiyse de kimi seçmen gruplarına bir türlü ulaşmayı başaramadı.
Ne değişen siyasetçi profili ne “parti içi yenilenme” hareketleri ne de yapılan onca iletişim kampanyası fayda etmedi. CHP görünmez bir çemberin içindeki “kemik seçmeniyle” kala kaldı. Son seçimde de tablo değişmeyince bu defa oklar partinin “marka kimliğine” döndü. Pek çok iletişimciye göre CHP markası geride bıraktığımız 20 yılda çok yıprandı ve artık yeni bir konumlanmaya, yeni bir marka kimliğine ihtiyacı var. Öyle ki konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz tüm iletişimciler söz birliği etmişçesine “yeni bir marka kimliği şart” diyor… Peki, ama CHP’nin nasıl bir marka kimliğine ihtiyacı var? Parti bu kritik dönüşümü nasıl yapmalı ki daha geniş seçmen kitlelerine ulaşabilsin? İletişim dünyasının deneyimli isimleriyle bu soruların yanıtını aradık…
CHP evrensel standartlarda bir imaja sahip
Ertan Aksoy
Araştırmacı
➞ Söz konusu CHP ise imajı konusunda bildiğimiz tüm ezberlerin çalışmadığını söyleyebiliriz. En başta, iktidara bir dönemin haricinde neredeyse hiç gelememiş bir partiden bahsediyoruz. Ve bu parti ülkede her daim iktidarda olan sağ partilerin ana hedefi olmuştur. Haliyle bunun yarattığı bir yıpranmayı kabul etmek gerekir. Ama bundan daha önemli sorun bence; Türkiye gibi toplumların siyasetçiden ve siyasetten beklentisi ile CHP’nin imajının bu beklentileri vadetmemesidir.
➞ 2015 yılında siyasi partileri, insanlaştırma modeli üzerinden bir araştırmaya aldık. Dört siyasi partiye oy verenlerin eşit katılım gösterdiği denek grubumuza AKP, HDP, MHP ve CHP’yi bir insan olarak tarif etmelerini istedik. Çıkan sonuçlara baktığımızda CHP evrensel standartlarda iyi bir imaja sahip. Ama seçmenin asıl karar verme süreçlerini belirleyen başlıklarda kötü diyemeyeceğimiz fakat seçmenin beklentileriyle uyuşmayan birkaç başlık var.
Seçmen CHP için kabaca şöyle bir profil çiziyor:
İyi eğitimli: Devlet yönetecek yapının eğitimli bir imaja sahip olması önemli. Hem temsil yeteneği hem yönetebilme kapasitesi açısından umut verir.
Orta yaşlarda: En eski partinin bu aralıkta çıkması bir başarı. Bunun dışında genç; enerjisi olan ama deneyimi olmayan, yaşlı ise deneyimi olan ama enerjisi olmayan imajı çizer. Siyasi bir yapı için en ideal olanı orta yaş.
Kentli: Toplumsal yaşama entegre, görece daha modern bir yaşam tarzını simgeler. Fakat büyük oranda kırdan kente göçmüş ve yaşam biçiminde hâlâ büyük oranda kırdaki kültürün hakim olduğu seçmen için CHP ile bir doku uyuşmazlığının önemli işareti.
Görece güvenilir: Türkiye’de tam güvenilir bir siyasetçi veya siyasi yapı bulmak çok zor. Bu durumdan CHP de payını alıyor. Bununla birlikte diğer siyasi partilere göre görece güvenilir bulunduğu görülüyor.
Orta gelirli: CHP’nin seçmen gözünde orta gelirli bir bireyi çağrıştırması, biri olumlu diğeri olumsuz olmak üzere iki alt mesajı içeriyor. Birincisi, siyaseten zenginleşmeden uzak kalmış ve kendine yeten mütevazi bir yaşamı olan birey imajı. İkincisi ise sokakta sayısı azımsanmayacak bir grup seçmenin deyimi ile “kendini kurtaramamış” yani zenginleşememiş bir bireyi temsil etmekte. Sistem kurmak yerine kurtarıcı arayan toplumun önemli bir kesimi için kendini dahi kurtaramamış imajı eksiktir, yetersizdir.
Buraya kadar büyük oranda olumlu imaja sahip olan CHP asıl bu bölümden sonra toplumun öncelikleri üzerinden kaybetmeye başlıyor.
Çabuk vazgeçen: CHP seçmenin gözünde tuttuğunu koparan bir profil yerine, çabuk vazgeçen bir imaja sahip. Ülkemizde sistemli çalışma kültürünün yeterli olmaması nedeniyle toplumda kararlı olan, istediğini alana kadar vazgeçmeyip zorlayan figürler daha fazla destek görülüyor.
Tembel: Seçmen siyasetçinin performansının gelirini, yaşam standardını ve ülkenin gelişmesini olumlu ya da olumsuz olarak etkilediğini bildiğinden, karar sürecinde ilk baktığı başlıklardan biri de hem liderin hem de parti kadrolarının ne kadar çalışkan olduğudur. CHP bu açıdan seçmen gözünde olumlu bir imaja sahip değil.
Söylemci: Seçmenin gözünde Türkiye solunun imajı (iktidara gelemediği için de olabilir) genel itibariyle iş bitirici yanı olmayan söylemci bir siyaset üzerine odaklanıyor.
İletişim çalışmaları kötü ötesi ve etkisizdi…
Ali Saydam
İletişim Danışmanı
➞ Aslında sadece CHP’nin değil tüm partilerin siyasi iletişim çalışmaları ve kampanyaları kötü ötesi ve etkisizdi… Keşke bir post test yapılsa da bir sorulsa insanların akıllarında ne kaldı? Ya da seçmen davranışlarını değiştiren hangi iletişim çalışması etkili oldu?
➞ CHP’nin doğuşunda var olan ve yıllar içinde sergilediği çizgisini genel hatlarıyla ele alacak olursak herhalde şu tespiti rahatlıkla yapabiliriz: CHP bir çıkar partisi değil bir mefkûre partisidir. Ve de geniş halk kitlelerinden çok asker – sivil – aydın – bürokrat kesimin desteğini alır.
➞ Son 10 seçimdir kaybeden ve her kaybettiği seçimden nasıl başarıyla çıktıklarını anlatan bir genel başkanın yarattığı ortamın hangi “mefkûre”ye dayandığı açık değil. Kurulan ittifaklar ve zımnen hayata geçirildiği iddia edilen iş birlikleri, CHP’yi algıda, yıllarca temelini ve varoluş nedeni oluşturmuş marka değerinden çok farklı noktalara, değersizliğe, pragmatizme ve ideal önermelerden uzak günlük sıradanlığa varan siyasi taleplere taşımıştır.
➞ CHP seçmeninde dahi bu marka vaadinin karşılığı olmadığı 10 seçimdir görülmekte ki yeni seçmen kitleleri nasıl kazanılabilsin? Bugün ya da yarın mutlaka içine gireceğine inandığımız yenilenme sürecinde bizce CHP şu adımları izleyebilir:
- Türkiye’deki geniş kitlelerin ortak ruhi şekillenmesinin kesişme noktasını tespit edecek ve partinin varoluş nedeni olarak yeniden tanımlayacak bir “konumlandırma ve politika belgesi”ni hazırlayabilir ve tüm parti kadrolarının bu ilkelere uymalarını sağlayabilir.
- Fiziksel olarak ve ruhen genç kitleleri kazanacak yepyeni bir organizasyonel yapı oluşturulabilir. Gençlik Kolları mantığı devrimci bir şekilde yeniden düşünülüp farklı bir boyuta taşınabilir.
- Yeniden tanımlanacak dünya görüşü doğrultusunda ekonomi, politika kesin ve farklı bir çizgiye, somut önermelerle oturtulabilir. Birinci maddede ifade ettiğimiz koşulların ışığında ve ondan taviz vermeden, pragmatizme düşmeden, tüm sorunlar için yeni ve farklı bir bakış açısıyla çözüm yolları üretilebilir…
Ve nihayet partinin marka mimarisi bu doğrultuda yeniden inşa edilebilir.,
CHP 4.0’I çıkarmalı
Prof. Dr. Ali Atıf Bir
İletişim Bilimleri Enstitüsü
➞ CHP her zaman bildiğimiz CHP olmaktan başka bir söylem geliştiremedi. Bölük pörçük zaten ona oy veren seçmeni etkileyen iletişim işleri yaptı. CHP olarak bir heyecan dalgası yaratamadı. Bunun nedeni de CHP’nin doğru dürüst araştırma kullanmayışı ve bu araştırmalar sonucunda hedef seçmenini doğru belirleyip onu ele geçirmeye çalışmaması.
➞ Ben CHP’nin yıpranmış değil kendini güncellemeyen bir parti olduğunu düşünüyorum. Acilen bu güncellemeyi tüm marka ögeleriyle araştırmaya dayalı olarak yapmalı ve CHP 2.0’ı değil. CHP 4.0’ı çıkarmalı. Çünkü CHP ona oy verenlerin üç versiyon gerisinde bir parti. Aslında bu haliyle oy verilecek hiçbir yanı yok ama seçmenleri ne yapsın başka alternatifleri yok. Ve CHP misyon değerlerine sıkı sıkıya bağlılar. CHP misyonunu değiştirmek zorunda değil ama ortada doğru dürüst vizyon yok. Bırakalım potansiyel seçmeni kendi seçmeninin hayallerini bile yakalayamıyor CHP.
➞ CHP’nin kendini yenilmesi şart. Bir süre sonra şu andaki “kemik seçmeni” ona çok kötü ceza verebilir. Şu andaki “misyon-dava her neyse” o unsurlardan dramatik olarak ayrılmadan vizyonuyla daha fazla seçmeni etkilemeye çalışmalı. CHP yenilenmezse yüzde 20-25 oy bandına bir süre daha razı olup var olan pozisyonunda en yüksek oyu almaya bakmalı. Burada risk her an CHP’ye alternatif bir partinin çıkacak olması. Olur mu? Neden olmasın? Bakınız İYİ Parti 2 yıl önce kim derdi ki MHP içinden bir parti çıkaracak!
➞ Bir parti herkesi kapsayamaz, oy alamaz. Ama oylarını arttırabilir. Gördüğünüz üzere Muharrem İnce biraz popüler söylem geliştirip 8 puan daha fazla oy aldı. Demek ki CHP’li dediğimiz “sol” diye etiketlenen bir aday biraz farklı davrandı mı farklı kitlelerden oy alabiliyor. Ki “misyon” aynı olmasına rağmen…
➞ Gerçek anlamda CHP ile MHP arasında bu açıdan fark yok. MHP var olan söylem ve sembolleriyle tek başına iktidara gelemez. Bunu da böyle kabul etmiştir. Çünkü “damar milliyetçi” pazarı o kadar. CHP’nin seslendiği “damar Atatürkçü/yüzü batıya dönük” pazar da yüzde 25 işte. Ne yapsan büyümez! Biraz normal dağılım ve istatistik öğrensinler.
CHP öz eleştiri yapmalı ve yeniden yapılanmalı
Dr. Gülfem Saydan Sanver
Siyasal İletişim Danışmanı
➞ Sebepleri ne olursa olsun iktidar olamamış ve üstelik geçmiş seçimlere kıyasla oy yüzdesi düşmüş bir partinin performansını başarılı bulmak elbette ki imkansız. CHP’li yöneticiler bu başarısızlığın nedenini CHP’li seçmeninin birtakım rasyonel sebeplerle muhalefet cephesindeki diğer partilere oy vermesi olarak açıklıyor olsa da oy oranı yüzde 7 gerilemiş bir iktidar partisinden neden oy alamadıklarını sorgulamaları gerek.
➞ Seçim gecesi yaşananların seçmenler açısından büyük önemi olduğunu düşünüyorum. CHP’li yetkililerin anlaması gereken temel noktalardan biri seçmenin yaşadığı hayal kırıklığının ana nedeni seçimlerin kaybedilmiş olması değil, terk edilme duygusu yaşıyor olmaları. Bu duygu zamana bırakılarak giderilemez. Dolayısıyla CHP’nin ilk yapması gereken seçim gecesinden başlayarak bir öz eleştiri yapması ve yeniden yapılanması.
➞ Yenilenme sürecinin objektif yapılması, göreve getirilecek kişilerde en önce yetkinliğin aranması gerekiyor…
➞ Öncelikle Türkiye’de kimlik siyasetinin son derece etkili olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Kentleşme de yine oy verme davranışlarında son derece önemli bir başka etken. Fakat bunların dışında CHP’nin iletişim çalışmalarında her kesimi kapsadıklarını söyleseler de farklı seçmen gruplarına ulaşamadıklarını düşünüyorum. Öncelikle seçim dönemine sıkışmış bir kampanyayla farklı seçmen gruplarına ulaşmak çok zor. Sürekli ve sistemli bir iletişim içerisine girmek, sürekli bir kampanya kurgusunda çalışmak gerekiyor. CHP’nin bunu yaptığını düşünmüyorum.
Önümüzdeki yerel seçimlere daha doğru bir stratejiyle gidilecek
Doç. Dr. Yunus Emre
CHP İstanbul Milletvekili
➞ 24 Haziran’da gerçekleşen seçimlerde hem CHP olarak hem de Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Muharrem İnce’nin performansını olumlu değerlendirmek gerektiğine inanıyorum. Hedefimiz her zaman iktidar olmak ve ülkeyi yönetmek olduğu için bu olumlu yönlerle olumsuzlukları birlikte değerlendirerek önümüzdeki süreci etkili bir şekilde yürütmeye devam edeceğiz.
➞ CHP Türk siyasi tarihi ve Türkiye’deki siyasi partiler incelendiği zaman ve hatta dünya siyaseti açısından bakıldığında en uzun ömürlü ve ilkelerine, değerlerine bağlı, örgütlenmesi son derece sağlam siyasi partilerden biri. Markanın yıprandığı gibi bir söylem yerine değişen ülke ve dünya siyaset koşulları ile yenilenen sosyal demokrasi değerlerine ayak uydurmaya çalışmasını beklemek zaten tüm dünyadaki siyasi oluşumlarda da gözlemlediğimiz bir durum.
➞ Her seçimden sonra CHP aldığı oyu ve performansını yetkili tüm kurullarında tartışarak değerlendirir. Bu noktada eksikliklerimiz ya da hatalarımız titizlikle incelenir. Bu seçimin ardından da yine tüm olumsuzluklar, başarılı olduğumuz noktalarla beraber incelenecek ve önümüzdeki yerel seçimlere daha doğru bir stratejiyle gitmenin hazırlığı yapılacak.
➞ Bu açıdan baktığımızda örgütlerimizin bulundukları il, ilçe ve mahalleler üzerindeki etkileri ve performansları önem verdiğimiz bir husus olacak.