Ahmet Hakan’a saldırı köşelerde nasıl görüldü?
Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan’a CNNTürk’teki programının ardından gece yarısı evinin önünde düzenlenen saldırının yankıları sürüyor. Medyanın tamamı konuyu gündeminde tutarken, köşe yazarları da Ahmet Hakan’a geçmiş olsun dileklerini iletiyorlar. Bakalım, Ahmet Hakan’a yapılan saldırı köşelerde nasıl yorumlandı?
Ertuğrul Özkök: Bu gözlerin gördükleri / Hürriyet
Eğer sanıyorsan ki, bu alçakça saldırı sadece Ahmet Hakan’a, sadece Hürriyet’e, sadece Doğan Grubu’nun bir üyesine yapılmıştır.. Eğer sanıyorsan ki, bu alçakla saldırı, bir trol sürüsünün, iktidar yanlısı bir medya grubunun hedef göstermesinin sonucunda yaşanmış, sıradan bir olaydır.. Bir gaflet içindesin.. Bil ki bu olay bir işaret fişeğidir.. Bu ülkede yaşayan herkesi, laiğiyle, muhafazakarıyla, liberaliyle, sağcısıyla, solcusuyla, milliyetçisiyle, Türk’üyle, Kürt’üyle, herkesi endişelendirecek bir gelişmenin işaret fişeğidir bu.. Bil ki bu bir son değil, bir başlangıçtır.. İyiye doğru bir gidiş değildir bu..
Bekir Coşkun: Gazetecileri niçin dövmeli? / Sözcü
Ahmet Hakan’a geçmiş olsun… Çoğu yazıları ya da tutumu sevimsiz bulunsa bile, çalışkan, işini yapan, başarılı bir gazetecidir Ahmet Hakan… Saldıranların kim olduklarını henüz bilmiyoruz… Ama bu ülkede eşkıya çok, serseri çok, beyni işlemediği için yumruğunu kullanan çok… Ve onları sopa niyetine kullanan, nasıl olmuşsa “Devlet adamı olmuş eşkıyaların” ülkesidir burası…
Fehmi Koru: Kara bir gün / Habertürk
Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan’ın darp edilmesi sıradan bir olay değildir; bazıları bunu anlamasa da.. Basına yönelik “tehditler” hafife alınırsa, bu bir süre sonra, basını ve basın mensuplarını birilerinin “kolay hedefi” haline dönüştürür. Ahmet Hakan’a yönelik menfur saldırıdan ders alınmalı. Geçmiş olsun; hem Ahmet Hakan’a, hem mensubu olduğu yayın grubuna hem de hepimize geçmişler olsun..
Taha Akyol: Şiddet dili / Hürriyet
Ahmet Hakan’a yapılan barbarca saldırının failleri bellidir, azmettirenlerin kimler olduğunu ise hukuk belirleyecek. Ahmet Hakan gibi “eleştirel” bir gazeteciye niye böylesine düşman olunur? Bunun şahsi bir sebebi olamaz. Bu saldırının ülkedeki genel şiddet ortamından en azından cesaret aldığı da bir gerçektir. Savcılık da soruşturmayı “organize suç” tanımıyla yürütüyor. Hukuki neticeyi göreceğiz. Kardeşim Ahmet Hakan’a geçmiş olsun diyorum.
Mehmet Barlas: Eşkıyanın gece ne yapacağı belli olmaz ki / Sabah
Düşünceye karşı kurşunun, söze karşı bombanın, yazıya karşı yumruğun kullanılmasının yadırganmadığı bir siyasi coğrafyadayız.. Türkiye Cumhuriyeti çoğulcu ve özgürlükçü demokrasiyi bir hayat tarzı olarak benimseyerek, bu coğrafyadan kaderini ayırmayı seçti. Ama yine de yakın tarihimizde Abdi İpekçiler, Çetin Emeçler var. Hürriyet’in bir köşe yazarına yapılan saldırı, dilerim hepimize bu gerçekleri hatırlatır.
Kadri Gürsel: Gazeteci dövdürmek kimlerin icraatı? / diken.com.tr
Kımıldayan her şeye ateş eden bir işgal ordusu gibi… İstemedikleri gibi konuşan ve yazan her gazeteciyi susturmanın peşindeler. Söyleyecek sözü olanı neyle susturabilirler ki? Sözleriyle mi? Fikre karşı fikirleriyle yarışabilirler mi? Buna kifayet edecek bir fikir ya da sözleri mi kaldı? Uzun zaman önce yitirdiler.
Hüseyin Gülerce: Ahmet Hakan’a saldırı ve tezgah / Star
“Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan’a yapılan saldırıyı kınıyorum. Kendisine geçmiş olsun diyor, şifa diliyorum. Ahmet Hakan’ın dili, üslubu bazen çok kırıcı, hakaretamiz, hatta düşmanca da olsa, hiç ama falan demeden, kaba kuvvete ve şiddete karşı çıkmalıyız. Kendisine medya yoluyla cevap verilebilir ya da yargı yoluna gidilir.”
Uğur Dündar: Ahmet Hakan’a yapılan saldırıyı lanetlerken… / Sözcü
Ahmet Hakan’ı hedef alan saldırı, özgür düşünen, biat etmeyen, yağcılık yalakalık yapmayan tüm bağımsız gazetecilere olduğu gibi, iktidarın istediği doğrultuda düşünmeyen herkese yöneliktir. Özgür düşünceye karşı söyleyecek bir şeyi kalmayanların, şiddetten medet umacak kadar acz içine düştüklerini gösteren ibret verici bir olaydır. Bağımsız medya üzerindeki faşizan baskıların vardığı ürkütücü noktadır.
Ali Bayramoğlu: Sakının / Yeni Şafak
Ahmet Hakan’a yapılan saldırı tüyler ürperticiydi. Söze, saldırıyı lanetleyerek ve meslektaşımıza, Ahmet Hakan’a büyük geçmiş olsun diyerek başlayalım. Gazetecilerin haberlerinden, yazılarından dolayı saldırıya uğraması, nedeni siyasal olsun olmasın, tam bir ilkellik göstergesidir. Ucu tüm bir topluma, bütün bir zihniyete uzanır. Saldırı nedeni siyasi olursa vahamet ve endişe artar.
Emre Kongar: Niçin Ahmet Hakan? / Cumhuriyet
Yanıt asında basit gibi görünüyor: “Çünkü en çok satan gazetelerden birinde en çok okunan yazar ve en çok seyredilen haber kanallarından birinde de en çok seyredilen programı yapıyor, yani Türkiye’nin en etkili özgür (muhalif?) yazarı ve televizyoncusu” yanıtı doğru.. Ama yetersiz. Ahmet Hakan’ı iktidar yanlılarının hedefi yapan birinci özelliği, onların içinden çıkmış, onların ait olduklarını iddia ettikleri ideoloji içinde yoğrulmuş, kısacası “onlardan” biri olması; bu özelliği “dönek” damgası yemesine yol açmış.
Mehmet Tezkan: Yazara yumruk ya sonra? / Milliyet
Hep böyle olur. Daha doğrusu böyle olmuştur. Önce laf atmalar başlar. Sonra itibarsızlaştırma kampanyasına girişilir. Ardından iftiralar başlar. İftiraları tehdit izler. Tehdit bombardımanına girişilir. Sökmezse. Gazeteci, yazar, çizer susmazsa, kalemini oynatmaya devam ederse, bilgisayarının tuşlarını tıkırdatmayı sürdürürse. Korkmazsa, sinmezse, kıvırmazsa, yalpalamazsa. Dik durursa. Bu kez yumruğa başvurulur. Geldiğimiz aşama budur.Ahmet Hakan’a yapılan saldırıya bu perspektiften bakın. O vurmuş, bu vurmuş; o kişiymiş, bu kişiymiş önemli değildir. Üzerinde durulması gereken, bu anlayışın devreye sokulmasıdır.
Umur Talu: Otoriter anlayışlara boyun eğmeyin, gerçeği söyleyin! / Habertürk
Bazen adını bile bilemediğimiz onca gazeteciye, gazetecilik çabası harcayana, bunu neredeyse “bedelsiz” ama bedel ödeyerek, hakikat açlığıyla yapanlara selam olsun. Tanıdığım zamanlarda efendi, karıncaezmez, mütevazı bildiğim ama sonradan bilemediğim Ahmet Hakan’a da, yine içtenlikle söylüyorum, geçmiş olsun. Umarım sağlığına hemen kavuşur; umarım maruz kaldığı şiddetin sorumluları hesap verir.
Hasan Cemal: Ahmet Hakan’a saldırı: Faşizm işte böyle bişey.. / T24
Ahmet Hakan haklı: Durmak yok, yola devam!
Ben de yineliyorum: Despotlara kalmaz bu dünya!
Türkiye hiç bu kadar berbat hâle gelmemişti. Televizyonlarda, gazete köşelerinde Ahmet Hakan’ı ‘sinek gibi ezmek’ten, Aydın Doğan’ın ‘dişlerini, tırnaklarını sökmek’ten söz edebilen tetikçiler gözümün önüne geliyor. Tetikçiler tarafından her Allah’ın günü hedef tahtasına oturtulan sevgili meslektaşlarımı düşünüyorum. Tetikçilerin cesaret aldıkları odakları düşünüyorum.
Ali Karahasanoğlu: A. Hakan’ın burnunu kıran da benim kardeşim! / Akit
A. Hakan bir yumruk yedi. Şimdi ben “A. Hakan’ın burnunu kıran da benim kardeşim” deyince. Kızıyorsunuz. Oysa. Benim “Kardeşim” dediğim. Bir tane burun kırmış. Kırılan burun, iyileşir. Ya, A. Hakan ve benzerlerinin.
Kurtuluş Tayiz: Bir gazetecinin yediği yumruk, kaç şehide bedel? / Akşam
Uykusunda öldürülen polisler, evlerinin kapısında vurulan askerler maalesef gündem olamıyor bu ülkede; ama bazı gazetecilerin mahalle kavgası bırakın ülkeyi, dünya gündemine oturuyor. Medya, iş dünyası, akademi, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları bir anda ayaklanıyor; ABD Elçisi, Avrupa Konseyi gecikmeden açıklamalar yayımlıyor; Türkiye’de basın özgürlüğü üzerindeki baskıdan, özgürlüklerin kısıtlanmasına ve adaletin işleyişine kadar uzun uzadıya değerlendirmeler içeren uyarılarda bulunuyorlar.
Nedim Şener: Ahmet Hakan’a saldırı bir faili meçhul dosyası / Posta
Gazeteci olarak bir haber yaparsınız, yazı yazarsınız birilerini rahatsız eder, kızdırırsınız. Güç odakları sizi hedef gösterir. Onların tetikçisi olan gazeteciler devreye girer. Hedef olan gazeteci hakkında algı oluşturulması için kampanya yapılır. Kampanya zamana göre değişir, gün gelir “komünist” derler, gün gelir “bölücü” diye yazarlar. Gün gelir “terörist” diye suçlar, gün gelir “vatan haini” ilan ederler.
Nazlı Ilıcak: Faşizmin ayak sesleri / Bugün
Ahmet Hakan saldırıya uğradı. Bu olaya “Birkaç çapulcunun işi” süsü vermeye çalışanlar çıkabilir. Muhtemelen AK Parti’den de kınamalar gelecektir. Ama tablo meydanda. Gelişmelerin sorumlusu, sürekli “nefret dilini” kullanan Tayyip Erdoğan, havuz medyası ve AK Parti’nin kurduğu AKTroller örgütüdür.
Ahmet Kekeç: Sen ‘gel, gel’ yaparsan, gelirler! / Star
Bu saldırı, basın özgürlüğüne yönelik bir saldırı değildir. Tipik bir “psikopat vakası”dır. Yani, bildiğimiz jiletçi saldırısıdır. Bunun arkasında bir organizasyon var mı? Bunu bulmak görevi kolluk güçlerine aittir. Polis, “basın özgürlüğü” diye kafa ütülemelerine ve dünyayı başımıza yığmalarına izin vermesin (ABD Büyükelçiliği bile açıklama yaptı), bir an önce bulsun failleri.
Ezgi Başaran: Kurt kuzuyu yemeğe karar vermiş ama… / Radikal
Aranızda şaşıran var mı? Ahmet Hakan’ın evinin önünde feci biçimde darp edildiğini duyduğunda şaşıran var mı? Yoktur. Neden yoktur? Çünkü Ahmet Hakan uzun süredir tüm Türkiye’nin önünde tehdit ediliyor. Hükümetin vekilleri tarafından. İktidar partisinin danışmanları tarafından. İktidar partisinin gazeteleri ve televizyonları tarafından. İktidar partisinin köşe yazarları tarafından.