ABD seçimlerinin kazananı Facebook mu olacak?
Facebook ABD başkanlık seçimleri öncesinde siyasi içerikli reklamları geçici bir süreliğine engelleme kararı almıştı. Seçim gecesinin net bir kazananının olmayacağı endişelerine (ve uyarılarına) kulak veren Facebook büyük tepkiler alacağını öngörmesine rağmen yayınladığı blog gönderisinde, “3 Kasım’da oylamaların bitmesiyle birlikte mecramızda yayınlanan tüm sosyal sorunlar, seçim ve siyasetle ilgili reklamları ABD özelinde geri çekmeyi planlıyoruz. Geçici olarak sürdüreceğimiz bu uygulama seçim sonrası oluşabilecek herhangi bir karmaşaya ve fırsatçılığa mahal vermemek için hayata geçirilecektir” sözlerine yer verdi.
Facebook’un bu adımı bir anda gelişmedi. Eylül ayında 3 Kasım seçiminden bir hafta öncesinden itibaren yeni siyasi içerikli reklamları yayınlamayacağını açıklayan sosyal medya devinin bu aksiyonu toplum tarafından yeterli bulunmadı. ABD’deki politik atmosferin alışılmıştan daha gergin olduğu gerçeği göz önünde bulundurulunca Mark Zuckerberg bu eleştirileri dikkate aldı ve oylama sisteminin geçerliliğine darbe vuracak tüm içeriklerin Facebook’tan kaldırılacağını açıkladı.
Ancak Facebook, iyi planlanmamış bu aksiyon serisinin gidişatını 2016’da yaşanan PR kaosuna benzetmiş olacak ki, politik içeriklerin tamamı üzerindeki yasağın oylama tamamlandıktan sonra dahi, belirsiz bir süre daha devam edeceğini açıkladı.
Facebook ne yapmaya çalışıyor?
Facebook tüm bu adımlarının nedeninin “Amerikan demokrasisini dış müdahalelere, yalan haberlere ve oy veren baskılanmasına karşı korumak” olduğunu belirtiyor. Siyasi reklamlara getirdiği yasağın ne zaman kalkacağını şu anda açıklayamayan Facebook, bu yasaklar kalktığında tüm kullanıcılarını bilgilendireceğini iletiyor.
Bu misyonu nasıl hayata geçireceğini açıklarken, oy verenleri herhangi bir şekilde baskı altına alan bir dil kullanan reklam ve kullanıcıların yanı sıra resmi oylamanın sonuçları hakkında yanlış bilgi veren aday ve partilere de müdahale edeceğini belirten Facebook’un kara listesinin başında arasında “militarize edilmiş bir sosyal hareket” olarak tanımladığı, Trump yanlısı QAnon grubu bulunuyor.
Facebook, günü tek başına kurtarabilir mi?
Facebook’un aldığı bu ölçüler özünde ne kadar düşünceli olursa olsun, Başkan Trump’ın makamını, tabire caizse “barışçıl bir şekilde” teslim etmeyeceğini açıklamasıyla seçim sonrası kaos kaçınılmaz olacak gibi gözüküyor.
Üstelik demokrat aday Joe Biden’ın Facebook’un bu adımları öncesinde platformda yayınlanan oylama süreçleri hakkındaki yalan haberleri durdurması gerektiğinin altını çizmesi de, Facebook’un tüm dünyayı ekranlarının başına kitleyecek seçim günü karmaşasını ne ölçüde engelleyebileceğinin sorgulanmasına neden oluyor.