Sektördeki genç yazarların kulağına küpe 7 önemli tavsiye
Grey İstanbul Group Head’i Ali Hikmet Yavuz’un hazırladığı liste, sektördeki genç yazarların kulağına küpe olması gereken cinsten tavsiyeler barındırıyor: Geçenlerde bir akşam metro ile eve dönerken genç bir üniversiteli bana yer vermek istedi. Nazik teklifi gülümseyerek kabul etmedim ama evet, sanırım artık yaşlandığımı kabul etmem lazım. En azından gençlere tavsiyelerde bulunacak kadar…
Öyleyse başlayalım.
STAJYERİM SANA SÖYLÜYORUM,
SENYORUM SEN ANLA.
Ben bu işe başladığımda, internette bir sayfa açılmasını beklerken birkaç sigara içebilirdiniz. Gerçi benden eskiler çok daha zor şartlarda çalışıyorlardı ama iş yaparken inanın bugünkünden çok daha heyecanlıydılar. Metinler bugünkülerden çok daha ustaca yazılıyordu. Düşünün, benim ilk işim Gillette paketlerinin arkasındaki metinleri Türkçe’ye çevirmekti. Şimdi bakıyorum da stajyerler bile film yazıyor. Bazıları acayip fikirler bulup Cannes’da ödül bile alıyor.
O yüzden ilk tavsiyem, ne kadar şanslı olduğunu asla unutma. Unutup işi şımarıklığa vuranları gördüğüm için bunu söylemeden edemedim. Yoksa bugünkü gençler çok şanslı falan gibi klişelere girmek hiç istemem. Sen de klişelerden uzak dur. İşin daha önce söylenmemiş bir şey söylemek, yazılmamış bir başlık yazmak.
EGO İÇİN FAZLA GENÇSİN.
Önüne düşen topları değerlendirmek için en güzel hareketlerini sergile. Messi ol, Nejmar ol, ne yapıp edip göz doldurmaya bak. Tabii bunu takım oyunu içinde yap. Egoyla dolup taşacak yaşta değilsin henüz. Mümkünse hiç dolma da… Zaten sektör egodan şişmiş yaşlı kurtlarla dolu.
FİKİRLERİN KÖKÜ SENDE, KAZISALAR DA KORKMA.
Anlattığın fikirlere birilerinin gülüyor olması seni küstürmek yerine hırslandırmalı. Fikirlerin en sağlamı herkesin baltayla giriştiği halde yıkılmayanıdır. Ama bu, fikirlerine âşık olmanı gerektirmez. Her zaman daha iyisi vardır. Önemli olan aramaktan vazgeçmemek.
AŞK HER ŞEYİ AFFEDER Mİ?
Enerjin hep yüksek olsun. Ofisten çıkarken senden sorumlu olan kimseye yardım edecek bir şey olup olmadığını sor bi. Bunu nezaketen değil, gerçekten yap. İşine âşık, heyecanlı, istekli insanların her sektörde olduğu gibi bizim işte de daha çok şansı var.
YAZ ÇEKİRGE…
Yaz, yaz, yaz. Yazar olmanın yolu çok yazmaktan geçer. Ben az yazıp da iyi yazar olan kimse tanımıyorum. Senden sorumlu olan insanlardan daha fazla yaz. Onlar 3 başlık yazıyorsa sen 33 başlık yaz. Hatta alt metnini de yaz. 1 fikir buluyorsa sen 11 fikirle gel. Evet, nicelik değil nitelik önemli. Ama neyin nitelikli olacağına henüz karar verecek noktada değilsin. Senden tecrübeli insanlara güven. İşinin çırağı olmayan, ustası olamaz.
HEDEF KİTLE SENİN BABANDIR.
Tıkandım, bulamadım gibi bahaneler üretme. 1 şey’e bakmanın milyonlarca farklı yolu var. O yüzden bir brief’e her seferinde farklı bir açıdan bakmaya çalış. Önüne gelen otomobil lansmanı bir taksi şoförünün önüne gelse onu müşterilerine nasıl tanıtırdı? Bir ev hanımı şu margarini nasıl anlatırdı dostlarına? Sürekli gözlem halinde ol ve bu gözlemlerini yazdığın metinlere yansıt. Etrafına kulak ver. Unutma, hedef kitle dediğin senin de içinde bulunduğun topluluktan başka bir yerde değil.
KUTSAL KİTAP BİLE “OKU” DİYE BAŞLIYOR ANLA ARTIK.
Meşgul olmakla meşgul olma. Boş zamanın varsa mutlaka oku. Sadece sektör dergilerinin sitelerini değil, dünyada reklamcılıkla ilgili yazılıp çizilen her şeyi oku. Yabancı dilin mutlaka olsun. İki dilin olursa çok daha iyi tabii ama fazla zorlamayayım şimdilik seni. İşinle ilgili her şeyi okumaya çalış. İşinin pazarlamanın bir parçası olduğu gerçeğini kabul et. Sanattan ilham alabilirsin ama pazarlamanın temel prensiplerini bilmez ve ikna kabiliyetini geliştirmezsen hiçbir yere varamazsın.
ERKEN KALKAN ÇOK YOL ALIR.
İşe herkesten önce gel, herkesten sonra çık. İnan bazı fırsatlar sırf sen o gün iş yerine erken geldiğin ya da en son sen çıktığın için karşına çıkar.
Son olarak da kulağına bir küpe: Toplu taşıma araçlarında yaşlılara yer vermek için yarış ama iş yerinde yaşlıların yerini kapmak istiyorsan o yaşlılardan daha çok çalış.
Kalemine kuvvet…