Erciyes’te ilginç şeyler oluyor!
Teknolojide dönüşüm ve uyumu anlatmak üzere geçtiğimiz yıl gitmiştim Kayseri’ye. Elbette Erciyes’e de çıkıp, bittiğinde yaklaşık 300 milyon Euro olacağı söylenen yeni kayak turizmi yatırımlarını da görmüştüm. Erciyes A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Dr. Murat Cahit Cıngı’nın bölgeye ilişkin anlattıklarını dinlerken söylenenlerin pek çoğunu hayal edemeyeceğim kadar uzak hissetmiştim.
Bu yıl FIS Snowboard Avrupa Kupası’nı izlemek üzere tekrar dağa çıktığımda Başkan Cıngı’nın hayal kurmakta artık yalnız olmadığını, Kayak Federasyonu Başkanı Erol Yarar’ın da iddialı hedeflerle sadece Erciyes’te değil Türkiye’nin kayak yapılabilen dağlarında kış turizmine ilişin nasıl fırsatlar barındırdığını öğrendim.
TKF’de sistemli, iddialı ama daha da çok inatçı başkan
FIS Snowboard Avrupa Şampiyonası’nın Erciyes’e alınması da ayrı bir hikaye. Ancak Federasyon Başkanı Yarar’ın ısrarcı tutumunun etkili olduğunu anlıyorum. 1936’dan beri Olimpiyatlara katılan ve göz dolduran tek bir başarısı olmayan Türkiye ile görüşmek istemeyen FIS yönetimi bugün “Birlikte daha neler yapabiliriz” arayışında. Başkan Yarar’ın 2026 Kış olimpiyatları hedefi bile hazır. Ama önce içerde hazırlık yapmak gerekiyor.
Başkan Erol Yarar, Türkiye’de 3 binden fazla dağ olduğunu ancak sadece 10 tanesinde kış sporları yapılabildiğini söylüyor. Aslında tesisleşmede gecikmiş olmak avantaj. Küresel ısınma hemen hepsi 2 bin metredeki kayak merkezlerini tehdit ederken bu durum yeni tesisler için fırsata dönüşüyor. Temel problemlerden biri ise sporcu azlığı. Öyle ki 2 milyonluk Slovenya’dan 66 sporcu olimpiyatlara katılırken biz istikrarlı bir biçimde 1936’dan bu yana 6 kayakçıyla yarışlara katılıyoruz.
TKF’nin 2023 hedefleri de çok iddialı. Türkiye’de 4 milyon kişinin, sporcu ve/veya seyirci olarak kayak sporuyla entegre edilmesi hedeflenirken 9 milyon yabancı turistin kayak turizmi için ülkemize gelmesi hedefleniyor. Dünyada yıllık 100 milyar dolarlık spor turizmi endüstrisinin 20 milyar doları kış turizminden kaynaklanıyorken Türkiye Kayak Federasyonu bu büyüklükten, 500 bin yeni istihdam yaratacak 1 milyar dolarını ülkemize getirmek istiyor. Elbette genç sporculara imkan da sağlayacak olan bu çabalar sadece turizme değil kayak sporu için gerekleri olan sağlıktan lojistiğe kadar pek çok alanda bir ekosistem de oluşturacak. Anlaşılıyor ki bir tarafa bırakılan kış turizmi ülkemiz için ciddi bir potansiyel barındırıyor
Kayak severlerin dikkatine!
Kayseri havalimanı şehrin hemen kıyısında olduğundan dağa ulaşım çok kolay. Kaldı ki Erciyes’e çıkan duble yollar işin cazibesini de arttırıyor. Bir anda kendinizi bir başka alemde buluyorsunuz. Bu dönem milletvekili olmak üzere izin verilen tek belediye başkanı unvanını da koruyan Mehmet Özhaseki, Kapadokya’nın da içinde olduğu bir turizm hub’ının içinde yer alan Erciyes’e hafta sonları 50 bine yakın ziyaretçi geldiğini söylüyor.
Elbette ülkemizde kayak sporunun cazibesini arttırmak için dünya çapında organizasyonlara da ev sahipliği yapmak gerekiyor. Bu anlamda Kayak Federasyonu’na epey görev düşüyor. 2023 yılına kadar sektöre 48.5 milyar euro yatırım öngören bir plandan da söz eden Başkan Yarar, 100 bölgede 275 bin yatak kapasiteli 5 bin otel yapılmalı diyor. Olimpiyatlarda yarışacak kayakçılar iki yaşından başlayarak eğitime alınıyormuş. Dağları karlı Erzurum ve Atatürk Üniversitesi’nde lise ve akademiler için çalışmalar yapılmaya başlanmış. Bütün bunlar keyifli gelişmeler çünkü bacasız ekonomi olarak tanımlanan turizm, sürdürülebilir gelir modelini oluştururken emek yoğun işlerden daha büyük bir ekonomi yaratıyor.
Erciyes’in ilginç bir öyküsü var
Mehmet Özhaseki, “Erciyes Master Plan” hazırlanırken babası Avusturya Insburg’da gurbetçi olan gencin söylediklerini aktarıyor. “Bakana sunum yapmışız, onayı da almışken yanıma geldi ‘Bu kayak merkezi planı değil, peyzaj projesi.’ dedi. Haklıymış. Bu konuda danışmanlardan destek aldık ve planı revize ettik. Erciyes’teki karın erimeyeceğini belgeleyen küresel iklim değişikliği raporumuz bile var. O genç adam şimdi Erciyes’te Arlberg Sport’un işletmecisi.”
Erciyes, Hazine’den devralınarak 13 şirkete 21 otel parseli olarak ihale edilmiş. Bölge Suudi Arabistan şirketi Marmara Grubu’nun da dikkatini çekmiş. Suudi şirketin dağda üç oteli bulunuyor. Tüm oteller bittiğinde Erciyes’in 800 olan yatak kapasitesi 6 bine çıkacak. Bu haliyle yılda 2.5 milyon turist çeken Kapadokya’nın tur paketine de entegre olabilecek. “Erciyes Kış Sporları ve Turizm Merkezi” projesinin hedefinde kente 10-15 milyon turist getirmek var. Beylik laf olacak ama yeri geldi söyleyelim, “Önce hayal kurumak sonra gerçekleştirmek için deli gibi çalışmak gerekiyor çünkü hayal sizin.”
İşadamlarının motivasyonu neden düştü?
2023 hedefi 500 milyar dolar ihracat. Her yıl rekor düzeyde ihracat artışı olsa da önümüzdeki sekiz yılda belirlenen hedefe ulaşmanın pek de kolay olmadığı görülüyor. TİM Akademi’nin kuruluşu da belli ki bu nedenden. Başta Başkan Mehmet Büyükekşi olmak TİM yönetimi her ay bir ilde ihracatçılarla buluşuyor. Denizli İhracatçılar Birliği (DENİB) Başkanı Süleyman Kocasert’ten bir davet alınca kalkıp TİM Akademi’nin Denizli toplantısına gittim. Başkan Kocasert konuşmasında rakamlarla Denizli panoraması çiziyor. 2014 için hedeflenen 3.4 milyar dolar ihracatta tekstil payının düşürülmesi. Geçmişte yüzde 75 ağırlığında olan tekstil bugün cirosal anlamda yükselirken yüzde 45’e düşmüş. Kritik eşik ihracatta ürün çeşitliliği sağlanmış. Demir, çelik, kablo ve traverten ihracatı ağırlık kazanmış. DENİB Başkanı ihracatta beklenen rakamlara ulaşmak için katma değerli ürün ve alanlara dikkat çekerek tasarıma, inovasyona ve markalaşmaya vurgu yapıyor. Bu söylem sektörümüz için çok değerli. Denizli sıralanan bu üç alanda da ciddi bir potansiyel taşıyor.
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi genel gidiş üzerinden anlatım yapmayı tercih ediyor ancak onun görevi ihracatçıları motive etmek. “TURKEY Discover the potantial” logosunun önemine değiniyor ve salona can alıcı birkaç soru soruyor. Bana göre en önemlisi Denizli’ye 2023 için konulan ihracat rakamının gerçekleşip gerçekleşmeyeceği konusundaki inancı. Görüyorum ki Denizlili ihracatçıların başarılı sonuçlara rağmen hedefin gerçekleşeceğine olan inancı zayıf. Salondan “yapılabilir” onayı veren birkaç el kalkıyor.
Motivasyon toplantısını Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ yönetti. Panelin konuşmacıları Ekonomi Bakanlığı Marmara Bölge Müdür Yardımcısı Dr. Yasemin Görüm, Vodafone Kurumsal Çözümler Ortağı Cenk Alper, HSBC Ticari Bankacılık Grup Müdürü Burak Zeylan ve eğlenceli sunumuyla Ali Sabancı… TİM Akademi’nin çabasının ihracat ivmesini arttırma amaçlı olduğunu görüyor ve anlıyorum. Ancak bütün bu çabaların iş dünyasından bir karşılığı olması gerektiğini de biliyorum. Denizli’de gördüğüm Ali Sabancı’nın da etkisiyle salonun hıncahınç dolmasına rağmen hedef konusunda heyecanın düşük olduğu yönünde. Aslında bu sadece Denizli için değil tüm iş dünyamız için geçerli. Sorunu söylemek marifet değil elbette. Çözüm için işadamlarını itmek, çekmek yerine nedenlerini seslendirmelerini sağlamak iyi bir başlangıç olabilir.
Anne tavsiye etsin, kızı da zaten beğeniyordum desin
Her ne kadar şimdilerde bir Gaziantep markası olarak hatırlanıyorsa da Atlas Halı markası 1967 yılında Kayseri’den yola çıkmış. İlk sıralarda hatırlanıyor olması bir tesadüf değil elbette. Enikonu 50 yaşına yakın ve ilklerin markası olarak anılıyor.
Atlas Halı’nın Kayserili işadamı Mustafa Çetinkaya ile başlayan marka yolculuğu 2011 yılında Nakiboğlu ailesine ait Naksan Holding’in satın almasıyla devam ediyor. İyi markanın ölmeyeceğinin bir ispatı olan Atlas Halı başlangıçtan bu yana tüketicisine özel tasarlanmış, üstün kaliteli halıları erişilebilir fiyata tüketiciye sunma vaadiyle varlığını sürdürüyor. Naksan Holding bünyesinde yer alan Royal ve Pierre Carden markalı halılardan Atlas’ı farklı kılan nedir arayışımda Atlas Halı’nın bitmez tükenmez inovasyon ve Ar-Ge arayışları olduğunu görüyorum.
“Atlas Halı, tüketiciye sağlıklı ürünler sunmayı taahhüt eder” sloganı arayışlarının da ana yolu olmuş. Leke tutmayan halı yaklaşımını bir öteye taşıyıp ışıkta lekeyi yok eden buluşa taşımışlar. Vizyon olarak kendilerine seçtikleri “hem marka algısı hem de rakamsal olarak dünyanın en büyük halı markalarından biri olmak” iddiası Atlas Halı yönetimini farklı arayışlara taşımış.
Naksan Holding’in diğer halı markaları gibi Gaziantep’te son teknolojinin bir ürünü olarak üretiliyor. Holding’in Royal, Pierre Carden ve Atlas markalarının toplam pazar payı yüzde 20 kadar. Atlas Halı Genel Müdürü Dr. Meriç Bebitoğlu satış ve pazarlama yönetimi için İstanbul’da. Bebitoğlu Atlas Halı’nın orta yaşın bildiği bir marka olmaktan evlilik çağındakilerin tercihi olmaya doğru giden pazarlama yaklaşımını güncel tasarım ve inovasyon ile sağlayabileceklerini anlayınca halı tasarımında ve yenilikte yatırım yapmaya başlamış. “İnovasyonu endüstrileştirilebilen yenilik olarak tanımlıyoruz. Bu nedenle de A-Ge arayışlarımızın bize dönüşünü görmek istiyoruz” diyen Atlas Halı Genel Müdürü Meriç Bebitoğlu kendi kendini temizleyen halı fikrinin ardından nasıl gittiğini anlatıyor.
TİM’in ilgisini neden çekemediler?
“Yapı Endüstri Merkezi’nde dünya ile inovasyon konusunda entegre olan bir araştırma merkezine gittik. Ürünümüz halı ve kendi kendini temizlesin istiyoruz dedik. Bu talebimizi 11 ülkedeki şubelerine duyurdular. ‘Üstünde çalışabiliriz’ geri dönüşlerini aldık. Bunlardan biri Gebze’dendi. Mutlu olduk ve giderek aklımızdakileri anlatıp heyecanımızı paylaştık. Çözüm aslında çok yakınımızdaymış. Altı-yedi deneme sonunda insan sağlığına uygun, çevreye duyarlı bir ürünü halılarımızda uygulanabilir hale getirdik. Ürün ilk kez halı gibi yumuşak bir yüzeyde başarılı oldu. İddiamızı leke barındırmaz olarak tanımladık. Açık inovasyonun anlamını kavradığımız bu çalışmalara devam edeceğiz. Bu buluş dünyada bir ilk ancak nedense pek ilgi çekemedik. Oysaki halı 300 yıllık tarihiyle geleneksel bir ürün. Bu alanda tarafımızdan yapılacak yenilikler doğal olarak dikkat çekecektir” diyen Meriç Bebitoğlu’na katılmamak mümkün değil. Endüstrileştirilebilir yenilikler üzerinde çalışmalarını sürdüreceklerini söyleyen genel müdür her yıl hedeflerini büyüterek halı sektöründe iddialarını sürdüreceklerini söylüyor.