Dijital ekonominin, global ekonomi’de 2 trilyon dolar potansiyeli var
Accenture Strategy’nin hazırladığı Davos Raporu’na göre dijital yetenek ve teknolojilerin kullanımı, global ekonomi için yakın gelecekte 2 trilyon dolarlık yeni kaynak oluşturabilir.
Accenture Strategy’nin, Davos 2016 kapsamında hayata geçirdiği araştırmaya göre, dijital beceri ve teknoloji kullanımının en iyi şekilde kullanılması halinde 2020 yılına kadar küresel ekonomide 2 trilyon dolarlık ek büyüme sağlanabilir.
Accenture Strategy’nin ‘Dijital Ezber Bozan: Büyüme Çarpanları’ adlı raporu, Almanya, Amerika, Avusturalya, Brezilya, Çin, Fransa, Hollanda, İngiltere, İspanya, İtalya ve Japonya’da dijital ekonominin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’daki (GSYİH) payını ölçüyor.
Araştırma kapsamında donanım, yazılım ve ilgili teknolojilerin GSYİH’ye katma değer yaratacağı tahmin edilirken üretimde kullanılan ara dijital ürün ve servislerin değeri de hesaplanıyor.
ABD dünyada dijital pazarın yüzde 33’ünü oluşturuyor
Dünya çıktısının yüzde 22’den fazlasının dijital ekonominin yetenek ve sermayesiyle bağlantılı olduğu görülüyor. Mevcut dijital yatırımlar ABD’nin çıktısının yüzde 33’lük kısmını oluşturuyor. Bu da ABD’nin dünyanın en büyük dijital ekonomisi olduğuna işaret ediyor.
Ayrıca, ABD’de iş gücünün yüzde 43’ü, birikmiş sermayenin yüzde 26’sı dijital ekonomiyi destekliyor. Diğer pazarlarda ise dijital ekonominin GSYİH’de aldığı pay yüzde 13’ten yüzde 30’lara kadar değişiklik gösteriyor. Örneğin bu oran Çin’de yüzde 13 olurken, İngiltere ve Avustralya’da yüzde 30’lar seviyesinde karşımıza çıkıyor.
Raporda büyüme oranlarının yükseltilmesi amacıyla, dijitalleşmenin iş ve ekonomiye hangi ölçüde nüfuz ettiğinin izlenmesi açısından şirketlerin Accenture Strateji Dijital Yoğunluk skorunu geliştirmesi gerektiği vurgulanıyor. Örneğin, ABD ekonomisinin genel dijital yoğunluğunda 10 puanlık bir artışın, 2020 GSYİH büyümesinde yüzde 1,8‘lik yani 368 milyon dolarlık bir artışa neden olacağı tahmin ediliyor. Ancak Accenture Strategy tarafından, dijital beceriler, sermaye ve diğer hızlandırıcılardaki gelişmelerle oluşturulacak ideal kombinasyon ile 2020’de yüzde 2,1 artışla 421 milyon dolarlık daha büyük bir büyümenin sağlanabileceği öngörülüyor. Diğer yandan Brezilya, İtalya, Çin ve Japonya dijital performanslarını artırma potansiyeli en yüksek ülkeler olarak görülüyor.
Raporda ayrıca her ulusal ekonominin iyi gelir ve ekonomik çıktı elde edebilme çabalarını nasıl önceliklendirmesi gerektiği de anlatılıyor. Örneğin; Brezilya’nın yüzde 70’lik dijitalleşme çabasını bulut ve analitik gibi gelişmiş teknoloji uygulamalarına odaklaması öneriliyor.
Türkiye’de dijitalleşme skorundaki 10 puanlık bir artış şirkete ilave yüzde 1,5 kâr getiriyor.
Accenture Türkiye Genel Müdürü Tolga Ulutaş, ülke ekonomilerinin en önemli lokomotiflerinden olan şirketlerin büyüme ve rekabet avantajı sağlamak için dijital dönüşümü tamamlamaları gerektiğini, böylece ülke ekonomilerinin büyüyebileceğini belirtiyor.
Türkiye’de ilk defa hayata geçirilen Accenture Dijitalleşme Endeksi’nde de Accenture Strategy’nin bu raporunu destekleyen bir bulgu tespit edildiğini ifade eden Ulutaş, “Accenture Dijitalleşme Endeksi çalışmasında, dijitalleşmenin şirketlerin kârlılığı üzerindeki etkisi de analiz edildi. Buna göre, maksimum 100 puanlık Accenture Dijitalleşme Endeksi skorundaki her 10 puanlık artış, Türkiye’de bir şirket için ortalama olarak %1,5’lik ek Faiz ve Vergi Öncesi Kâr (FVÖK) marjı anlamına geliyor” dedi.
Raporda, platform tabanlı iş modelleri dijital odaklı büyümenin en büyük fırsatlarından biri olarak görülüyor.
Bu modeller, organizasyonlara yeni pazarlar yaratmaya, iş ortakları ve müşterileri ortak dijital platformda bir araya getirerek değer ortaya çıkarmaya olanak sağlıyor. Bugün, platform ekonomisine “yeni doğan dijital şirketler” egemen olmakta, ancak Accenture Strategy’nin raporu önemli bir öngörüde bulunuyor: Geleneksel endüstri sorumluları, müşteri erişimi ve ürün portföyünü platformun network gücü ile birleştirerek platform stratejilerinden en çok fayda sağlayan grup oluyor.